-
1 dış
"1. outside, exterior. 2. outer appearance; outer covering. 3. external, outer. 4. foreign. 5. geom. circumscribed. -ında /ın/ outside (of). - açı geom. exterior angle. - borç foreign loans. - çevre psych. external environment. - dünya/âlem external world. -ı eli yakar, içi beni (yakar).colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible.-ı hayhaylı, içi vayvaylı.colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible. -ı kalaylı, içi alaylı. colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible. - gebelik ectopic pregnancy. - gezegen superior planet. - haberler foreign news. - hat 1. telecommunications external line. 2. telecommunications, transportation international line. -ında kalmak /ın/ to stay out of. - kapak (outer) cover (of a book). - kapının dış mandalı a very distant relative. - lastik auto. tire, casing. - pazar foreign market. - ticaret foreign trade. -a vurmak /ı/ to show, manifest. " -
2 dış
1) Äußere(s) nt\dışa doğru aç(ıl) mak (sich) nach außen öffnen\dışı kalaylı, içi alaylı ( fam) oben hui, unten pfui2) şehrin \dışında außerhalb der StadtII adj1) auswärtig\dış ilişkiler/işleri auswärtige Beziehungen/Angelegenheiten2) (yurt\dışı) Auslands-3) äußere(r, s), Außen-\dış çap der äußere Durchmesser\dış kulak das äußere Ohr -
3 kalay
kalay saltı alay üstü \kalay ( fam) oben hui, unten pfuidışı \kalaylı, içi alaylı ( fam) oben hui, unten pfui -
4 hui
-
5 pfui
( Ausdruck des Ekels) pöf; ( Ausdruck der Empörung) yuh, yuf;\pfui Teufel! tuh!, tü! şeytan çarpsın!;
См. также в других словарях:
içi alaylı, dışı kalaylı — dış görünüşü iyi ancak içi bozuk kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
dışı kalaylı, içi alaylı — dışı süslü, güzel görünüşlü ancak içi berbat anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük